ATATÜRK VE KİTAPLAR
- bilgeliderataturk6
- 2 Eki 2020
- 3 dakikada okunur
Okuma kavramı, Bilge Liderimiz olan Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatında her zaman önemli bir yer edinmişti. Kitapların ve okumanın Atatürk’ün hayatındaki önemini “Eğer kitap okumasaydım, bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım” diyerek anlattığı sözüyle de daha iyi kavrayabiliyoruz.

Babası Ali Rıza Efendi, okumanın önemine inanmış bir kişiydi ve sürekli; Adam olmak için okumak, öğrenmek şarttır. Başka çaresi yoktur diyerek oğlunu okumaya ve öğrenmeye teşvik ediyor ve dersleriyle çok iyi bir şekilde ilgileniyordu.
Mustafa Kemal Atatürk, Manastır Askeri İdadisi’ne başladığı zaman burada batı kültürünün değişik kaynaklarından da yararlanma imkânı bulmuş ve okumaya olan ilgisi daha da artmıştı. Yine Manastır Askeri İdadisi’ne gittiği zamanlarda Namık Kemal’in, Mehmet Emin Yurdakul’un, Tevfik Fikret’in eserlerini sürekli okurdu. Atatürk eğitim hayatı ve normal hayatı dışında cephede bile kitap okumaktan vazgeçmemiştir. Örneğin Büyük Taarruz öncesi yaverlerine o sıralar bitirmek üzere olduğu Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu eseriyle ilgili şu cümlelerle bahsediyordu: “Biliyor musunuz, gece Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanını okumaya başladım. Çok beğendim. Geç kalınmış Anadolu’yu, genç bir hanım öğretmenin yaşadığı zorlukları ne güzel anlatmış. Bitirince İsmet’e vereceğim. Sonra da sizler okuyun”.

Bir gazeteci olarak görüşmeye giden Ruşen Eşref Ünaydın, Mustafa Kemal’in Karargâhtaki odasını anlatırken, “... Masasının üzerinde, Balzac’ın Colonel Chabert’i, Maupassant’ın “Boule de Suif’i, Lavedan’ın “Cervir” i duruyordu. Şüphe yok ki Paşa, durgun dakikalarının boşluğunu edebiyatla dolduruyor” demiştir.

ATATÜRK’ÜN HATIRA VE NOT DEFTERLERİNDE OKUMA SEVGİSİ İLE İLGİLİ BAZI NOTLAR
“ 21 Kasım 1916 Salı..... “Bazı nokat-ı askeriye (Terbiye-i Ruhiye ve Ulusal-i Muaşeret-i Askeriye) hakkında bir eser yazayım. Bunun için Fransızca bildiğim bir eser var. O ’nu da evvela okuyayım ve bu zemine ait esaslı sualleri umum zabitane vazife olarak vereyim. Mühim noktalar hakkında bazı büyük kumandanların mütalaasını talep edeyim.”
“ Aralık 1916 Cumartesi “Allah’ı İnkar Mümkün Müdür?” eserini okumaya devam . İhsan ve Ömer’e (Paşanın yetiştirmek için yanma almış olduğu iki yetim çocuk) “ Yaşam Kavgası namındaki Türkçe şiirin bir kısmını ezberlettim
“ 6 Aralık 1916 Çarşamba Mebadi-i Felsefe namında bir eseri okumaya başladım. (George L. Fongsgrive : Gelemets de Philossophie Ahmet Naim’in Çevirisi: Mebadi-i Felsefeden birinci kitap: İlminnefs 1331 Maarif Umumiye Nezareti)”
9 Mart Perşembe ( 9 Mart 1922 Sivrihisar) İbrahim Bey’in evinde. Saat 7’ de kalktım. Biraz kitap okudum. ( Defter 19’dan )
ATATÜRK’ÜN YAZDIĞI KİTAPLAR
1- Tâbiye Meselesinin Halli ve Emirlerin Sureti Tahririne Dair Nesayih
2- Takımın Muharebe Talimi (Almanca'dan çeviri - 1908)
3- Cumalı Ordugâhı - Süvari: Bölük, Alay, Liva Talim ve Manevraları (1909)
4- Tâbiye ve Tatbikat Seyahati (1911)
5- Bölüğün Muharebe Talimi (Almanca'dan çeviri - 1912)
6- Zabit ve Kumandan ile Hasbihal (1918)
7- Nutuk (1927)
8- Vatandaş İçin Medeni Bilgiler (Manevi kızı Afet İnan adıyla yayımlandı) (1930)
9- Geometri (1937)


Atatürk’ün okumak ile ilgili ve kitaplarla ilgili sözleri
İlim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her fer-i milletin kafasına koyacağız.
Okul genç beyinlere; insanlığa hürmeti, millet ve memlekete sevgiyi, şerefi, bağımsızlığı öğretir… Bağımsızlık tehlikeye düştüğü zaman onu kurtarmak için takip edilmesi en uygun olan en güvenli yolu belletir… Memleket ve milleti kurtarmaya çalışanların aynı zamanda mesleklerinde birer namuslu uzman ve birer bilgin olmaları lazımdır. Bunu sağlayan okuldur. Ancak bu şekilde her türlü teşebbüsün mantıklı sonuçlara ulaşması mümkün olur.
Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.
Hedefe yalnız çocukları yetiştirmekle ulaşamayız! Çocuklar geleceğindir. Çocuklar geleceği yapacak adamlardır. Fakat geleceği yapacak olan bu çocukları yetiştirecek analar, babalar, kardeşler hepsi şimdiden az çok aydınlatılmalıdır ki, yetiştirecekleri çocukları bu millet ve memlekete hizmet edebilecek, yararlı ve faydalı olabilecek şekilde yetiştirsinler! Hiç olmazsa yetiştirmek lüzumuna inansınlar! Okullardan başka gazeteler, küçük dergiler köylere kadar yayınlanıp dağıtılmalıdır. Bizim köylümüz ne gazete ne dergi vs. okumaz. Bilenler bilmeyenleri toplayıp, okutmayı, onlara okumayı anlatmayı bir vazife bilmelidir.
Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydı, bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım. Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz
Comments